Lütfen telefonunuzu dik konuma getiriniz.

Ana Bilim Dalı Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler

Farmakognozi, en temel yaklaşım olarak, bitkiler, mantarlar, hayvanlar ve mikroorganizmalar gibi canlı organizmalar tarafından üretilen ve doğal ürün olarak bilinen kimyasal maddeler ve onların biyolojik aktiviteleri inceleyen bilim dalıdır. Daha geniş bir tanımlama yapmak gerekirse, farmakognozi, tarih, yetiştirme, toplama, ekstraksiyon, izolasyon, biyoaktivite, kalite kontrol ve doğal ve mineral kökenli ham ilaçların hazırlanması ile birlikte morfolojik, kimyasal ve biyolojik özelliklerin bilimi olarak tanımlanabilir.

Farmakognozi; Biyokimya, Analitik Kimya, Organik Kimya, Eczacılık gibi bilim dallarıyla iç içe geçmiş multidisipliner bir alandır. Doğal bileşikler yeni ilaç molekülleri geliştirmek için modeller olarak kullanılmaktadır. Sentetik organik kimyanın gelişmesi ile bu modellerin modifikasyonu ile özel ilaçların üretilmesi mümkün hale gelmiştir.

Fitoterapi, Yunanca phyto- (Bitkiler ile ilgili veya bunlardan üretilmiş) ile‎ therapy (bir tedavi ile sağlık probleminin düzeltilmesi) kelimelerinin birleşiminden oluşan bir terimdir. Fitoterapi, tıbbi bitkilerin drogları ile hazırlanan preparatların konvansiyonel tedaviyi destekleyici uygulamalardır.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1980 yılında tıbbi bitkileri "bir veya birden fazla organıyla tedavi edici veya hastalıkları önleyici olabilen veya herhangi bir kimyasal-farmasötik sentezin öncüsü olabilen bitki çeşitleridir." şeklinde tanımlayarak bitkisel ilaçları kabul etmiştir.

Bitkiler, insanlar tarafından sağlığı tehdit eden hastalıkları tedavi etmek için en eski zamanlardan beri kullanılmaktadır. Geleneksel Tıbbın da kullandığı ve aktif ilaç bileşeni içeren kimyasalların keşfedilmesi de Fitoterapi ve Farmakognozi ve Fitoterapi’nin çalışma sahasıdır.

Fitoterapi, bilimsel çalışmalara dayanan bir tıp pratiğidir ve bu yönüyle tıbbi bitkilerin sağlık alanında doğru kullanımını sağlayan bilimsel araştırmaların yapıldığı bir bilim dalı haline son yıllarda ulaşmış ve giderek artan bir popüler bir araştırma alanı halini almıştır.

Enstitümüz bünyesindeki Farmakognozi Anabilim Dalımızda ileri düzeyde verilen teorik ve pratik derslerin yanı sıra seminer programları ile bilimsel olarak donanımlı araştırmacı, milli değerlere sahip çıkan ve öğretime katkı sağlayabilen bilim insanları yetiştirmek hedeflemektedir.


Tarihçemiz

Çin, Mısır, Yunan, Hintli ve Anadolu antik edebiyatlarında bol miktarda olmasına rağmen, bitkisel ilaç sistemleri olgusal ve değişmez olarak bazen terapötik etkinlikleri abartılı olarak bulunmaktadır.

Bitkilerin sağlık alanında kullanılışına ilişkin ilk yazılı belgeler M.Ö. 3000’li yıllara dayanmaktadır. Mezopotamya bölgesindeki Sümer, Asur, Akat gibi uygarlıklarda bitkisel ilaçların kullanıldığı bilinmektedir. Yine Çin ve Hint tıbbında da bitkilerin önemli bir yeri vardır. Yunan tıbbının babası sayılan Hipokrat'ın kitabında bitkisel ürünlerden söz edilmektedir. İslam uygarlığında İbn Sina ve Al Gafini'nin bitkisel tıp konusunda önemli eserleri bulunmaktadır. İbn-i Sina "El Kanun fi't tıbb" kitabında tıbbi bitkilerin tanıtımı ve kullanılışına dair geniş bir bilgiye yer vermiştir. Fitoterapi terim ilk olarak Fransız hekim Henri Lenclerc (1870-1953) tarafından La Presce Medical adlı tıp dergisinde kullanılmıştır.

Tarih boyunca geliştirilen bu geleneksel ilaçların bilimsel olarak yoğun bir şekilde değerlendirilmesi en son analitik tekniklerin ortaya çıkışı ile mümkün olmuştur. Bu teknikler Çeşitli kromatografik (TLC, PC, GC, HPLC) tekniklerin ve UV, FT-IR, NMR, vb spektroskopik tekniklerin gelişmesiyle birlikte Farmakognozi bu yüzyılın ortalarında hızlı bir gelişim göstermiştir.

Enstitümüz bünyesinde Farmakognozi Anabilim Dalı’nda yürütülen Farmakognozi yüksek lisans, doktora ve Fitoterapi doktora programları 2017 yılından itibaren eğitim vermektedir.