Lütfen telefonunuzu dik konuma getiriniz.

Ana Bilim Dalı Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler

İmmünoloji Anabilim Dalı, insan hastalıklarıyla ilgili alanlarda translasyonel ve temel araştırmalar yapmak suretiyle kronik hastalıklarda immünolojik, fizyolojik ve metabolik yolaklarda meydana gelen bozuklukların doğal ve edinsel immünite mekanizmaları üzerine etkileşimlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Otoimmünite, alerji, transplantasyon, enfeksiyon hastalıklar ve kanser çalışma alanımız içinde yer almaktadır. Ayrıca; metabolik, kardiyovasküler ve nörodejeneratif durumlar dahil olmak üzere geleneksel olarak immünolojik olarak görülmeyen pek çok yaygın bozukluğun araştırılmasında İmmünoloji biliminin katkıları önemli bir yer tutmaktadır. İmmünoloji bilimi, giderek tıbbın bütün dallarında çalışan bilim insanları için ortak bir buluşma alanı olurken, tıbbi çalışmaların yanı sıra insan ve yaşam bilimlerinin de bütünleyici bir parçası olmuştur. İmmünoloji Anabilim Dalı Temel Tıp Bilimleri Bölümü’nde yer alması nedeniyle, programımız farklı disiplinlerden mezun olmuş adaylar için İmmünoloji alanında lisansüstü düzeydeki eğitim ihtiyacına cevap vermeyi amaçlamaktadır.

İmmünoloji doktora programının amacı; ülkemizde ihtiyaç duyulan İmmünoloji ile ilgili akademik ve hizmet alanlarında yer alabilecek; eğitim ve araştırmaları ile bilimsel gelişmeye katkı sunabilecek, tüm evrensel etik ilkelere saygılı, ekip kavramını benimsemiş, çağdaş bilim ve teknolojiyi takip eden, immün sistem ve immün sistem ile ilişkili hastalıkların mekanizmaları hakkında öğrencilerin yeterli bilgi düzeyine ulaşmalarını ve deneysel beceri kazanmalarını sağlayarak, bilimsel çalışmalarda uygulamaya dönük, proje odaklı ve çok disiplinli araştırmalar yapma anlayışını benimseyerek, beceri ve yetkinlikleri yaşam boyu öğrenme bilinciyle güncelleyip kendini kişisel ve mesleki olarak geliştirebilen lisansüstü düzeyin de bilim insanları yetiştirmektir.


Tarihçemiz

İmmünoloji tarihi ile ilgili olayların başında Türklerin yer aldığını görüyoruz. 1721 yılında İstanbul'da İngiliz Büyükelçisi'nin eşi Leydi Montagu, İngiltere'ye yazdığı mektuplarda, Türkiye'de hafif çiçekli insandan sağlıklı insana aktarılarak uygulanan çiçek aşısından söz etmiştir. Ayrıca İstanbul'da çalışan İtalyan hekim E. Timoni de 1713'te bir toplantıda Türkiye'de 40 yıldan beri bu aşının uygulandığını belirtmiştir. 1796’da Edward Jenner insanları sığır çiçeği virüsü (pox virusu) ile enfekte ederek çiçek hastalığına karşı korumayı başarmıştır. Jenner’ den sonra birçok bilim insanı da aynı hastalığın aynı bireyde tekrar etmediğine dair yaptıkları gözlemler ile bu korumayı doğrulamışlardır. Pasteur’ un aynı tarzda, hazırladığı birçok aşıyla (tavuk kolerası, koyun antraksı ve kuduz aşıları) ve bunlarla elde ettiği bağışıklık o devir için çok önemli buluşlar arasında yer almıştır. Bu süreci takiben, hücresel immünite ve doğal bağışıklık üzerindeki çalışmalar yoğunluk kazanmış ve T hücrelerinin alt tipleri, dendritik hücreleri ve sitokinlerin immün yanıttaki rolleri fark edilmiştir. Bu farkındalığın doğrultusunda,           doku grupları, immünite bozuklukları, tümör ve transplantasyon immünolojisi, immünogenetik konularında büyük adımlar atılmış ve İmmünoloji biliminde çok hızlı ve şaşırtıcı ilerlemeler kaydedilmiştir.

Enstitümüz bünyesinde İmmunoloji Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans ve Doktora programlarımız 2018 yılından itibaren öğrenci kabulüne başlamıştır.