Lütfen telefonunuzu dik konuma getiriniz.

Ana Bilim Dalı Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler

Sağlık Bilimleri Üniversitesine bağlı Sağlık Uygulama Araştırma Merkezleri (SUAM) bünyesinde 42 Kalp ve Damar Cerrahisi kliniği bulunmakta ve bu kliniklerimizde kalp ve damar cerrahisinin önemli girişimleri ve özellikli işlemler gerçekleştirilebilmektedir. Bu kliniklerimizin çoğu mükemmeliyet merkezi kriterlerine ulaşmış veya ulaşma noktasındadır.

Kalp ve damar cerrahisinin doğrudan görüş altında kansız ve hareketsiz bir ortamda güvenle yapılabilmesi vücut dışı dolaşım sistemlerinin tasarlanarak uygulamaya girmesi ve teknolojilerinin geliştirilmesiyle mümkün olmuştur. Organların vücut dışına alınarak kan veya çeşitli sıvılarla beslenmek suretiyle yaşatılması (perfüzyon) ve bozukluklarının dış ortamda giderilmesi fikri perfüzyon tekniklerine giderek önem kazandırmıştır. Teknolojik ilerlemeler giderek vücut dolaşım fizyolojisiyle daha uyumlu cihazlar geliştirilmesine olanak sağlamaktadır. Hem bu cihazların geliştirilmesi hem kullanılması günümüzde perfüzyon teknolojileri olarak adlandırılmaktadır. Perfüzyon teknolojileri yüksek lisans programımız ülkemizde de çağdaş perfüzyon tekniklerinin bilimsel olarak kullanılmasını ve bu cihazların ülkemizde de üretilmesini, konuyla ilgili araştırma ve geliştirme çalışmalarının süresiz devamını sağlamayı amaçlamaktadır.


Tarihçemiz

Perfüzyon konusunda ilk çalışmalar 1800’lü yıllara dayanmaktadır. Hekim ve ilk deneysel fizyologlardan Legallois hayvanlarda kalbi çıkararak dolaşımı devamlı enjeksiyon yöntemiyle sürdürmeyi denemiş, 1895 yılında Oscar Langendorff izole kalbin vücut dışında çalışmasını temin eden bir cihaz geliştirmiştir. Kan gruplarının ve heparin-protamin ikilisinin tıp literatürüne ve kullanıma girmesi konuyla ilgili çalışmalara ve kalp cerrahisine yüksek bir ivme kazandırmıştır. Kalp cerrahı Debakey, Charles Lindbergh ve Alexis Carrel, Gibbon 1930’lardan itibaren ilk basit kalp akciğer cihazlarını tasarlamışlar ve deneysel olarak kullanmışlardır. Gibbon ilk kez 1953 yılında kalp akciğer cihazı kullanarak doğrudan görüş altında bir kalp içi (atriyal septal) deliği cerrahi olarak kapatmıştır. 1954 Yılında ise Lillehei doğumsal kalp bozukluklarının cerrahi tedavisinde kalp akciğer cihazı yerine çocukları ebeveynlerinin dolaşım sistemine bağlayarak başarılı girişimler yapmıştır.

Türkiye’de ilk kalp cerrahisi girişimleri 1950’li yıllarda İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve Haydarpaşa Göğüs Cerrahisi Merkezi’nde (şimdiki Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi SUAM), Ankara Hacettepe Tıp Fakültesi ve Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi’nde başlamış, ilk kalp akciğer cihazları da 1957 yılından itibaren bu merkezlerde kullanılmıştır. Prof. Dr. Fahri Arel, Prof. Dr. Nihat Dorken, Prof.Dr. Mehmet Tekdoğan, Prof. Dr. Aydın Aytaç, Prof. Dr. Yüksel Bozer, Prof. Dr. Siyami Ersek, Prof. Dr. Semih Tulpar, Prof. Dr. Ulu Sungu, Dr. Kemal Bayazıt, Dr. Yalçın Güran bu alanda öncü hocalarımızdır.