Ana Bilim Dalı Hakkında Genel Bilgiler
Protetik Diş Tedavisi, eksik veya kaybedilmiş dişlerin yerine yapay olarak yenilerinin getirilmesinin yanı sıra; çene, dil ve yüzün farklı bölgelerindeki eksikliklerin veya deformitelerinin de protetik olarak tedavisini amaçlayan bir diş hekimliği dalıdır.
SBÜ Hamidiye Sağlık Bilimleri Enstitüsü Protetik Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı, doktora programı yürütme amacıyla açılmış olup ilk olarak, 2017-2018 eğitim öğretim yılı Bahar döneminde doktora öğrencilerini kabul ederek eğitime başlamıştır.
Anabilim dalımızda, Sabit ve hareketli protez uygulamaları, implant destekli sabit ve hareketli restorasyonlar, TME düzensizliklerinin tedavisi, maksillofasiyal protez uygulamaları, dijital protetik uygulamalar ve CAD/CAM sistemleri konularında, güncel bilgiler üzerinden teorik ve uygulamalı eğitim verilmektedir.
Protetik Diş Tedavisi Doktora Programı, doktora yeterliliklerine dayalı olarak protetik diş tedavisi güncel ve ileri düzeydeki bilgilere erişmiş, alanıyla ilgili özgün araştırma/proje planlayıp yürütebilecek, bilimsel toplantılarda sunabilecek düzeyde, alanının ilişkide olduğu disiplinler arası etkileşimi oluşturabilecek, ve bu kazandıklarını hastalarına ve gelecek bilim insanlarına aktarabilen, etik değerlere sahip Protetik Diş Tedavisi Doktorları yetiştirmeyi amaçlar.
Bu programdan mezun olanlar tüm özel kuruluşlar ve kamu kurumlarında hastalara Protetik Diş Tedavisi hizmeti verebilir. Tüm üniversitelerin Protetik Diş Tedavisi anabilim dallarında öğretim elemanı olarak istihdam edilebilir ve akademik kadrolarında yer alabilirler. Yurt içi ve yurt dışındaki çeşitli bilimsel araştırma kurum ve kuruluşlarında çalışma imkânları bulabilirler.
Tarihçemiz
Çeşitli sebeplerle kaybedilen dişleri protezlerle tamamlamak fikrinin güçlü bir olasılıkla tellerle yan dişlere bağlama yönteminden daha eski bir uygulama olduğu düşünülmektedir. İlk yapılan protezlerde malzeme olarak kemik, taş veya balmumunun kullanılmış olması olasılığı nedeniyle zamanımıza kadar ulaşamadığı söylenebilir. Bugüne kadar ele geçirilen en eski protezlerin Etrüsklere ait olduğu tespit edilmiştir, protetik amaçla yapmış oldukları altın bantlı köprüler günümüze kadar ulaşmıştır. Altından yapılmış köprü uygulamaları Etrüskler’de MÖ 700 yıllarına kadar gider. Romalılar bu sanatı Etrüsklerden öğrenmişlerdir. Eski Roma’da protez takmak zengin kimseler için doğal karşılanmaktaydı. İsrail, Suriye ve Fenike’de aynı çağlarda köprüler altın bantlar yerine ince altın tellerle komşu dişlere bağlanıp, eksik dişler yine insan dişleri kullanılarak tamamlanmaktaydı. Telli veya bantlı bu köprüler 19. Yüzyıla kadar yapılan tüm protezler gibi fonetik ve estetik bakımdan faydalı olmakla beraber, çiğneme fonksiyonuna yardımcı olacak özelliğe sahip değildiler. On dokuzuncu yüzyılda protezdeki gelişmeler ve 20. yüzyılın başlarında döküm tekniğinin geliştirilmesiyle kuron köprü uygulamalarında daha hızlı ilerlemeler elde edilmeye başlanmıştır. Teknolojik ilerlemelere paralel olarak kullanılan maddelerde ve aletlerde daha sonraları çok hızlı bir gelişme meydana gelse de protetik uygulamaların yapım ilkeleri bu yüzyılın başlarında neredeyse tümüyle belirlenmiştir. Yüzyılın başlangıcında protezde kaide plağı olarak kullanılan bakalit bulunmuş, fakat rengi ve tamir güçlüğü kullanılmasını kısıtlamıştır. Sentetik malzemelerden birçok protez ürünü üretilmiş, 1924 yılında agar agar ve aljinat gibi protez ölçü maddeleri bulunmuş ve kullanılmaya başlanmıştır. 1935 yılında akrilik protezler yapılmış ve her geçen gün geliştirilerek günümüzdeki durumuna kavuşmuştur. Yeni ölçü teknikleri geliştirilmiş, çelik ve kromun karıştırılması ile paslanmaz çelik üretilmiş, daha sonraki yıllarda krom-kobalt-nikel alaşımları ve tek parça döküm yöntemi kullanılmaya başlanmıştır. Yüzyılın son çeyreğinde, implant teknolojisinde saf titanyum kullanımı başlamıştır.
Enstitümüz bünyesinde 2017 yılından itibaren Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı doktora programında öğrenci kabulüne başlamıştır.